Yaz mevsimi, tatili ve dinlenmeye ayrılan zamanları çağrıştırdığı gibi bazı siber risklerin arttığı bir dönem olarak da dikkat çekiyor. Siber suçlular kullanıcıların parasını, finansal bilgilerini ve kimlik bilgilerini ele geçirmek istiyor. Eğer doğrudan para çalamazlarsa diğer bilgileri ele geçirerek karanlık ağda satışa çıkarıyorlar. Giderek başarıları artan siber saldırılar nedeniyle siber suçların küresel maliyeti geçtiğimiz yıl 600 milyar doları aştı.
Geçtiğimiz yıl küresel maliyeti 600 milyar doları aşan siber suçların yaz döneminde artışının önüne geçmek için 7 öneri:
1. Yolda ya da gittiğiniz tatil yöresinde güvenli bir kablosuz ağ seçin; güvenmiyorsanız cihazınızın KABLOSUZ BAĞLANTI ÖZELLİKLERİNİ KAPATIN.
2. Daha güvenli şifreler kullanmak için ŞİFRE SAKLAMA UYGULAMASINI tercih edin.
3. E-postanıza gönderilen veya web sitelerinde yayınlanan ilanlardaki bağlantıları KONTROL ETMEDEN TIKLAMAYIN.
4. Güvenilir ve iyi yorumlar alan bir ZARARLI YAZILIM ÖNLEME PROGRAMI YÜKLEYİN, bu programı sürekli güncel tutup, düzenli olarak çalıştırın.
5. Cihazların geliştiricileri tarafından yayınlanan GÜVENLİK GÜNCELLENMELERİNİ DÜZENLİ OLARAK UYGULAYIN.
6. Yalnızca önceden seçilmiş kişilerin sosyal medya sayfalarını görmesine izin veren KATI GİZLİLİK AYARLARINI KULLANIN.
7. Siber farkındalık için bu bilgileri ÇOCUKLARINIZLA VE YAKIN ÇEVRENİZLE MUTLAKA PAYLAŞIN.
GÜVENLİ Wİ-Fİ KULLANIMI
Kullanıcılar, yaz tatillerinde her yerde “bağlantıda kalmak” istiyor. Bu nedenle bazı durumlarda halka açık veya ortak wi-fi erişim noktaları kullanarak internet bağlantısı kurmayı tercih edebiliyorlar. Bu erişim noktalarının her zaman çok güvenli olmama ihtimalleri de var. Siber saldırganlar verileri çalmak için pek çok yolu deniyor. Halka açık erişim noktasına bağlanabiliyor ve ardından kendilerini o erişim noktasıymış gibi gösterebiliyorlar. Böylece kullanıcılar farkında olmadan bu noktalar üzerinden internete bağlanıyor. Ardından siber saldırganlar online alışveriş sitesi, banka, ev güvenlik sistemi veya kullanıcının o anda göz attığı tüm sitelerdeki verilere müdahale edebiliyorlar.
Ayrıca kullanıcıların uluslararası bir yolculuk yapması durumunda yeni bir ülkeye girerken wi-fi ya da kablosuz bağlantı özelliğini kapatması tavsiye ediliyor. Havaalanlarında yolcuların farkında olmadan sahte wi-fi ağlarına bağlandıkları ve yaptıkları işlemlerin izlendiği ve kişisel bilgilerinin kaydedilip çalındığı “araya girme” atağına maruz kaldığı vaka tespit edildi.
DAHA GÜVENLİ ŞİFRELER BELİRLENMELİ
Kullanıcıların yaptıkları en büyük hatalardan biri, tüm online hesaplarında aynı şifreyi kullanmaları. Çok sayıda farklı siteye üye olan kullanıcılar için, dolayısıyla her siteye özel farklı bir şifreyi akılda tutmak imkânsız olabiliyor.
Bu noktada iki seçenek mevcut. İlki, kullanıcının her hesabı için seçtiği kullanıcı adını ve şifresini saklayan bir şifre saklama uygulaması kullanmak. Böylece hatırlanması gereken tek şifre, bu uygulamanın şifresi oluyor ve gerisini uygulama hallediyor. Diğer seçenek ise, bir uygulama katmanı oluşturmak ve daha sonra her grup için daha karmaşık şifreler kullanmak.
Pek çok sosyal medya sitesi artık iki-faktörlü kimlik doğrulama özelliğini de destekliyor. Bu özellik, şifre girildikten sonra mobil cihazlara gönderilen bir kodun girilmesi gibi kimlik doğrulamanın başka bir yönteminin kullanılarak giriş yapanın kimliğini doğrulayan, böylece hesapların ve verilerin güvenliğini büyük ölçüde artıran ekstra bir güvenlik adımı olarak ön plana çıkıyor.
E-posta yoluyla ve web’de karşı karşıya kalınabilecek olası sahtekarlıkların farkında olmak
Kullanıcıların, öncelikli olarak kontrol etmeden e-postalarına gönderilen veya web sitelerinde yayınlanan ilanlardaki bağlantılara tıklamaması gerekiyor. Ne kadar cezbedici olursa olsun, kullanıcının tanımadığı birinden gelen bir e-postayı asla açmaması gerekiyor. Özellikle de nakit ödülü veya kullanıcının satın almadığı bir ürünün faturası gibi bir konu başlığı varsa bu e-postaların açılmaması gerekiyor. Ayrıca kullanıcıların tanıdığı kişilerden gelen e-postalara da göz atmak için bir dakikalarını ayırması tavsiye ediliyor.
VİRÜSLERDEN VE ZARARLI YAZILIMLARDAN KORUNMAK
Kullanıcıların, güvenilir ve iyi yorumlar alan bir zararlı yazılım önleme programı yüklemesi, bu programın sürekli güncel tutması ve düzenli olarak çalıştırılması önem arz ediyor. Hiçbir yazılım yüzde 100 etkili olmadığı için cihazların veya ağların taranmak üzere ikinci veya üçüncü bir güvenlik çözümü yüklenerek çalıştırılması da güçlü bir önlem olarak öne çıkıyor.
Dizüstü bilgisayar veya masaüstü bilgisayar kullanan daha ileri düzeydeki kullanıcılar ise cihazlarında daha güvenli bağlantılar veya online alışveriş ve işlemler için kullanabilecekleri temiz bir sanal makineye sahip olmayı düşünebilirler.
CİHAZLARIN GÜNCEL TUTULMASI
Bilgisayar korsanlarının kullandığı en başarılı saldırı vektörlerinden biri, zaten iyi bilinen ancak korunma önlemi alınmayan güvenlik açıklarını hedeflemektir. Cihazların geliştiricileri ve kullanılan uygulamalar, kullanıcıları bilinen tehditlerden korumak için tasarlanmış düzenli güvenlik güncellemeleri yayınlar. Bu güncellemelerin, kullanıma sunulduğu an vakit kaybetmeden yüklenmesi ve çalıştırılması gerekiyor.
SOSYAL MEDYA HESAPLARININ KONTROL ALTINDA TUTULMASI
Bilgisayar korsanları çoğu kez tıklanma ihtimalinin daha yüksek olduğu linkleri kullanıcıların önüne çıkarmak için kullanıcılarla ilgili bilgileri kullanır. Bu kişisel bilgilere sahip olmak için başvuracakları en yaygın ve kolay kaynak ise sosyal medya siteleridir. Bunu önlemenin en kolay yolu, yalnızca önceden seçilmiş kişilerin sosyal medya sayfalarını görmesine izin veren katı gizlilik ayarlarını yapmaktır. Kullanıcıların seyahat ederken, sosyal sitelerde paylaştığı tatil mesajlarına bir sınır getirmesi de tavsiyeler arasında yer alıyor.
Kullanıcıların gittikleri yerleri ve yaptıklarını herkesle paylaşması eğlenceli olsa da bu bilgiler kötü niyetli kişilerin bu durumdan haberdar olmasına sebep olarak tatilde olan kullanıcıların evlerinin soyulması riskini dahi ortaya çıkarabilir.
KULLANICILARIN EĞİTİLMESİ
Bireysel olarak kullanıcıların siber farkındalıklarını artırmanın yanı sıra kullanıcıların bu bilgileri çocukları dahil yakın çevreleriyle paylaşmaları da siber güvenliği olumlu yönde etkiliyor. Böylece hem daha çok kişinin bilinçlenmesi sağlanmış oluyor hem de sosyal medya ortamında birbirine bağlı kişiler için güvenlik de artırılmış oluyor.